Ai Weiwei


Çinli aktivist sanatçı Ai Weiwei'nin sergisini açıldığı gün gezmeye gittik. Ai Weiwei değişik kafalı bir adam özellikle Ming Vazoları'nı kırması bence barbar ama öte yandan provakatif ve düşündürücü. Sanatı üzerine çok konuşmaya gerek yok, zaten bol bol konuşuluyor... 

Fakat sanatçının otoriteye karşı çektiği orta parmak hareketi yaptığı bir fotoğraf serisi var. Amma velakin eserlerin başında oraya basma, burayı geçme diyen güvenlik görevlileri ve insanları sınırlayan çizgiler filan var. Ben de arkadaşa aynı hareketi yaptım. 

Eyyy Ai Weiwei!!! Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu...

Spora Club


Bayadır üye olduğumuz kulübün havuza sonunda gelebildik. İstanbullular için yüksek yüksek apartmanların arasında üç-dört tane bodur ağaç ve küçük bir su birikintisi maalesef mutluluk kaynağı oluyor. Mutlu muyuz, vallahi mutluyuz.

Yalova Meyhanesi


Fotoğraf: Fulya M.

Türkiye'nin kıyı bölgelerinin tamamında özel meyhaneler, mezeciler ve balıkçılarla dolu...

İzmir'den Tekirdağ'a kadar özellikle batı kıyılarımızda her kentte mutlaka lezzetleriyle hatıralarınız kazınacak bir yer bulabiliyorsunuz. Çanakkale Merkez'deki Yalova Meyhanesi de bunlardan biri ama sanki en özellerinden biri diyebiliriz.

Çanakkale'de feribottan inip sağınıza doğru yönelince 1-2 dakikalık bir yürüyüşten sonra hemen kıyıda Yalova Meyhanesi'ni görebilirsiniz...

Manzarası bir harika. Restaurant Çanakkale Boğazı'nın en dar yerlerinden birinde konumlanmış, Gelibolu ormanlarıyla, denizi aynı anda görüyorsunuz. Biz oradayken hava biraz kapalıydı ve gri bulutlarla birlikte bir Nuri Bilge Ceyla filmi karesinde gibi yedik içtik.

Yemeklerine gelirsek... Yalova Meyhanesi'nde balıklar gerçekten çok taze. Biz sıcak olarak Fenerbalığına giriştik. Bir harikaydı. Sosu tam kıvamında balıklar sulu sulu. Düşünürken bile ağzım sulanıyor, öyle güzeldi... Mezelerde biz sübye ve istiridyeyi çok beğendik ama seçenekler özellikle de deniz ürünlerinde çok çeşitliydi.

Çanakkale'de iki gün geçirdik. Yalova Meyhanesi'nin hemen yanındaki 100 yıllık Hotel Des Etrangers | Yabancilar Oteli'nde kaldık. Manzarası atmosferi bir harikaydı. Bir gün yolunuzu Çanakkale merkeze düşürün ve bu iki mekanı ziyaret edin deriz. Çanakkale sadece Bozcaada, Gökçeada, Asoss değilmiş yani...







Suadiye Balık


Fotoğraf: Fulya M.

İstanbul Anadolu Yakası'nda iyi bir meyhane bulmak çok zor. Bir ara Bostancı meyhanelerinin namı yürümüştü ama bugüm artık her biri basit ve pahalı meyhanelere döndüler. Çoğu sadece erkekler için oldu hatta. Kadıköy deseniz, hem balık pazarında hem Moda tarafına doğru barlar sokağında şöyle mezesiyle, müziğiyle harika diyebileceğiniz mekan yok gibi. Ya pahalı oluyor, ya çok kalabalık ya da müziği berbat ya da hepsi birden...

Suadiye balık bu baharın en güzel sürprizi oldu. Henüz birkaç önce açılmış. Suadiye Otel'in tam yanında enfes bir mekan...

Mezeleri gerçekten birinci sınıf. Ayvalık'ta ya da mesela Giritli yediğimiz kalitede... Ortam ferah, dolayısıyla tüm masalar dolu olsa dahi kalabalık dozunda kalıyor her zaman. Garsonlar ilgili ama laubali değil... Balıklar bir kıyı kasabasındaki tazelikte...

Benim tercihim mezelerde enginar kalbi, lakerda, deniz börülcesi oldu. Ara sıcakta karidese yürüdüm ve sardalya malum yeni başladı sıcakta tek geçtim.

Fiyat performansta ise asla bir Cadde mekanı gibi değil ama tabii kişi başı içkili bir masada 150 TL civarını gözden çıkarmak gerekiyor. Değiyor mu? Kesinlikle değiyor.

My Chef'te 3. Dalgacılık


My Chef Kadıköy'ün kalburüstü mekanlarından... Benzeri Happy Moons'tan çok daha iyi, lezzetli ve rahat bir mekan...

Somon kanepelerine, somon salatasına ve şinitzeline hastayız. Kahvaltısı da koşar.

Ama bu dekoarasyon nederi yahu? Duvara bisiklet yapıştırmış. Kaldırmak istedim. Yapamadım. Biriniz yaparsa haber verin.



İnnovatif Turşu


Fotoğraf: Fulya M.

Turşuda innovayon neden yapılmıyor ki?
Yeni turşular için tarifler deniyorum: Çağla, semizotu, soğan ve patates turşusu.
Yaptık yani innovasyonu!


Afyon Sucuğu


6 yıllık ajans insanıyım her ajansta hep bir bohemlik, hep bir havalar, son dönem hipsterlar, öncesinde emolar filan. Herkes Don Draper maşşalah.

Ortamda hep filtre kahve, espresso... Yemek olarak sadece suşi, içki zaten ajans milli içkisi viski olacak değil mi? Değil. İşte mis gibi halis mulis Afyon sucuğu.

Çok kıymetli bir dostum bizzat Afyon'dan getirdi ben de masama koydum, fotoğrafını da paylaştım ohh mis çiğ bile yenir.

Pencere


Haluk Bilginer bu coğrafyada aktif olarak izleyebileceğimiz en iyi aktörlerden biri.

Pencere son dönemde, Bilginer'in oynadığı en önemli oyunlardan... Esra Bilgin de Halul Bilgine'den eksik kalır yanı yok. Metin de gayet iyi. Oyun uzun olduğu halde sürüklüyor.

Bu arada Oyun Atölyesi de sahneleriyle, lokantaıyla harika bir mekan... 








Comics Festival


Fotoğraf: Fulya M.

Son 3-4 yılda tematik festivallerin sayısı her geçen gün artıyor. Kahve festivali, hamburger festivali, bira festivali... Derken şimdi de Çizgi Roman Festivali...

Moda'da bir okulun bahçesinde keyifli bir ortam yaratılmış... Farklı atölyeler, sergiler, enstalasyonlar Comics Festivali'nin ilgi çekici hale getirmiş. Ortam biraz daha derli toplu olabilirdi ve bir broşürle yönlendirmeler ve açıklamalar yapılabilirdi fakat ilk sene için bence çok çok iyiydi. Seneye de gezeriz biz bunu.

PF Changs



Fotoğraf: Fulya M.

Memletimiz dahilinde uzak doğu yemeği karışık bir mevzuu... Seveni çok sevmeyeni ya da iyisini bulamayanı daha çok. Malzemeleri uzak doğudaki gibi olmayınca orijinalini yakalamak zor, orijinal olmayınca Amerikan Danası'ndan yapılmış Adana Kebap tadı veriyor. Batı'da ucuz yemekken bizde neredeyse fine dining vs. vs.

Dolayısıyla şöyle oturdum da güzel bir uzak doğu mutfağı tattım demek Türkiye'de öyle pek kolay değil. Ama PF Changs bu durumu değiştiriyor. Bu güzide restaurant bir Gloabal zincir. Türkiye'ye Shaya grup tarafından getiriliyor dolayısıyla Shaya'nın ciddiyeti ve imkanlarıyla son derecek kaliteli bir ortam ve menü sunmuş.

Pf Changs'in menüsünden bahsederken elbette fotoğraftaki Dynamite Shrimp'ten başlamak gerekiyor. Hayatta bazen bir an gelir ve dersin ki ''lan sadece bu yemek olsa hayatımda bıkmam yerim'' hahh işte Pf Changs'in Dynamite Shrimp'i tam o yemeklerden. Doyamıyorsunuz, ikinciyi üçüncüyü istiyorsunuz. Sosundaki uzak doğu acısı (vasabi formunda) damağın gerisini tatlı tatlı gıdıklıyor. Sulu sulu karideslerse Türkiye'de özellikle de İstanbul'da az bulunan cinsten.

Gelelim suşilere...

İşte burada az bulunur bir tat kombinayonundan söz edebiliriz. Roll'leri, makileri gerçekten damağı coşturuyor. Suşi sevmeyene suşi yedirir,  PF Changs... Şimdilik iki tane şubeleri var: Etiler ve Ataşehir. İlk şubeleri olan Etiler daha iyi bence, oradaki aşçı mı iyi nedir?


Basta Street Food



Fotoğraf: Fulya M.

Kadıköy özellikle son iki yılda Beyoğlu'nun çöküşe geçmesiyle birlikte İstanbul'un en trend mekanı oldu. Trendler önce Kadıköy'de Türkiye'ye yayılmaya başladı. Gençler, öğrenciler, sanatçılar, reklamlacılar Kadıköy'ü mekan tutmaya başladı. Hal böyle olunca da birbiri ardına mekanların açılması da kaçınılmazdı. Cafeler, publar ve elbette yeme içme mekanları...

Basta bu trendin üzerine oturan Kadıköy'ün gerçek lezzet duraklarından... Daha önce Michlen yıldılı restaurantlarda asistanlık yapmış şeflerin açtığı Basta kendini Street Food ya da bir çeşit büfe olarak konumladırıyor. Menüsünde dürüm ve hamburger dışında bir şey yok.

Mekanın konumu gereği zaten çok büyük ve ferah bir mekanı da olmayınca Basta gerçekten de bir büfe gibi... Ama ne büfe tabii... Ben dana dürümü denedim, Fulya ise hambugerini. Dana dürümün eti bir harika. Mükemmel marine edilmiş bir etten kıyma çekmişler, ızgarcacısı da bir harika olsa gerek mükemmele yakın pişirmişler, ütüne  enfes bir sosla taçlandırmışlar. Yeme de yanında yat. Hamburgerde de oldukça iddialı Basta. Küçük görünse de çok doyurucu bir burgerleri var. Bu konuda bence daha iyi olabilirler. İstanbul'da Basta'da daha iyi hamburger yapan birkaç yeri bizzat biliyoruz. Ama daha iyi dürüm var mı emin değiliz.

Melow:Cihangir'de Bir Düzgün Mekan

Fotoğraf: Fulya M.

Cihangir mekanları sıradandır, hizmeti kötüdür, pahalıdır. Genel olarak Cihangir adını satarlar. Ama Melow bunlardan değil. Akarsu Caddesi'ndeki bu güzel İspanyol lokantası, oldukça samimi bir mekan. Menüsü inanılmaz zengin değil ama ana yemekleri oldukça lezzetli. Servisi ekibi de güler yüzlü. Cihangir'in en iyi mekanı desem abartmış olmam.

Welldone



Fotoğraf: Fulya M.

Akasya İstanbul'un en iyi AVM'si. Marka karması, sineması, etkinlikleri, mimarisi bir harika. Ama sanırım en özel tarafı içindeki restaurantları. Welldone da bu restaurantların bizce en iyisi. Menüsü benzerlerinden çok farklı değilse fiyat performans, şarap menüsü, lokasyon gibi pek çok özelliğiyle diğerlerinden ayrışıyor. 

Şinitzeli oldukça lezzetl ama kuşkonmazlı bonfile de yakıyor :) Yolunuz düşerse deneyin derim.

Ayvalık Paşa Lokantası


Ayvalık lezzetten bir köşe gerçekten... Balıkçıları, tostçuları, meyhaneleri hepsi apayrı güzel ama bir yer var ki işte burası gerçek bir lezzt noktası...

Ayvalık'ta Çarşı'nın içinde bir Türk Yemeği lokantası var, adı Paşa Lokantası ki mekan adıyla müsemma gerçekten lezzetleri paşalara layık. İstanbul'da böyle bir lezzet görmedim desem abartmış olmam.

Ege'nin en iyi resturanları arasına da giren Paşa'da yiyeceğiniz herhangi bir şeyi biz şahsen garanti ederiz ki bunu öyle her yere yapmayız...

Köfte yiyin, keşkek yiyin, fasülye yiyin, salata yiyin, zeytinyağlı yiyin...
Aman geç kalmayın en geç saat 14.00'te biter herşey...

Eskişehir



Bu bayramda tatil uzundu ve sahil yerleri kalabalıktı... Şehrin kalabalığından plajların kalabalığına gitmek istemediğimiz için bu bayramda rotamızı epey ilginç şekilde çizdik. 3 gün Safranbolu'da başladık tatile oradan 2 gün için Eskişehir'e geçtik. Eskişehir'i uzun zamandır merak ediyorduk, Porsuk kenarında güzel bir otele yerleştik ve şehri gezmeye başladık. Fahrettin Usta Tarihi Meşhur Balaban Kebabıyla başladık, Arkeloloji müzesine gittik, çibörek yedik, Porsuk'ta gondola bindik, Porsuk boyundaki barlarda oturduk, Odunpazarı'nda dolaştık, Devrim arabasını gördük... Eskişehir bir İç Anadolu kenti için çok çok zengin bir yer ama sanırım öğrenci olarak daha erken yaşlarda görüp, yaşayınca daha bir farklı etkileniyorsun...

Devrim Arabası


Bazı olasılıklar insanın kalbini kırar. Devrim Arabası güzel ülkemize dair tüm gerçekleşmemiş olabilirliklerin bir toplamı, bir sembolü gibi...

Devrim arabası Türkiye'nin 60 yıl önce yani olması gereken zamanda yapmaya çalıştığı yok yok yaptığı yerli otomobildir. Motoru da, tasarımı da herşeyiyle yerli... Filmi izlediyseniz, hikayesini biliyorsanız bu güzeller güzeli otomobili görünce bizim gözlerimiz doldu.

Eskişehir'e gelince bir hac yeri gibi Cer Atölyelerini mutlaka ziyaret edin. Devrim'i görün ve o gerçekleşmemiş olabilirliği hayal edin!


google-site-verification: googlea680ff7f987b0c82.html